11 Ağustos 2009 Salı

Bir yanılsama...

"Evlensem mi, yoksa önümde kalan çocuk yapmadan çılgınca eğlenerek geçirebileceğim son 10 yılın değerini bilerek maceralarla dolu mu yaşamasam?" ikilemini kapsasa da, onu sadece bir "side-dish" olarak gören ağırından bir konu...
Aşk geçer, sevgi bakidir derler ama, ilişki sonuna dek fedakarlık ister. Vermezsen solar gider, ölür..Onu kurtarmaya ne senin sevgin yeter, ne de onun..Büyük bir aşkla başlayan ve ilk gençlik yıllarından, olgun birer birey olmaya dogru giden yolda, arada bir teklese de, seneler senelerce, giden bir ilişkinin ardından ne yapılır? Yürümeyen pek çok şey vardır artık. Bir ömrümü bu adamla geçirebilirim tutkusu ve arzusu zamanla yerini korkulara ve büyüyen beklentilere bırakır. Herkesin arayıp da bulamadığı, dürüstlük, güven, açık sözlülük ve saygı sizin de ilişkinizin temel taşıdır ama sanki çok kolay bulunan bir nimetmiş gibi de kanıksanmıştır. Onun yerine tahammülsüzlükler, huysuzluklar, gerginlikler, beklentiler, hadi artıklar ön plana çıkmaya başlar. İlişki pörsür, eski ışıltısını kaybeder. Öte yandan öyle derin ve içe işleyen bir sevgi ve güven ile büyümüşsündür ki bu ilişkide, dışarıdaki her ilişki, her insan senin için korkutucudur.
Artık bir ikinci kez aynı duyguları, aynı saflıkla yaşayamayacağını bilirsin.. Buna rağmen, bu büyük sevgi, ilişkide silkinmenize ve "hop noluyoruz ya" dedirtmeye de yeterli olmaz. Kişisel eksiklikler, anlaşmazlıklar ön plana çıkar, bir kısır döngü içerisinde kalır, döner durursun. Bir yanın, herkesin eksikliğini duyduğu o sevilme ve tapılma duygusuyla tamken, bir diğer yanın bir ömür mutlu olabilecek miyim diye kendine sorup durur.

Tabi sadece iki yanın mı var sanıyorsun: Bir diğer yanın, kadir kıymet bilmeyen bir nankör olduğunu söylerken, "kaçan kovalanır bunu biliyorsun ama sizin ilişkiniz o kadar basit değil, hersey karşılıklı" derken, diğer yanın ise, onda bulamadıklarını arzular,eksikliklerini söyler durur. Ayrılığın bir tokat gibi yüzüne ineceğini bilsen de, hem onu hem kendini harap edeceğini bilsen de, olacakları geciktirirsin ama sonunda önüne geçemezsin işte... Onu üzdüğün için bir kere daha için yanarken, acaba bu mutluluğu bir daha bulabilecek miyim diye sorarken, diğer yanın da devam ettiği sürece süreki su kaynatan bir motor gibi olacağını ve büyümenin bir yolunun acı çekmekten geçeceğini söyler durur. Belki gün gelir, o gün 1 ay mı olur, 1 yıl mı bilinmez, ikiniz de birbirinizin kıymetini daha iyi anlarsınız ve daha bir büyümüş olursunuz..Ama şimdi bir süre ayrılık ve acı vaktidir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder