24 Aralık 2009 Perşembe

Hasan ve kadın...

Evindeki kuşu ile konuşan yalnız ama mağrur bir kadın...
Ne burnundan kıl aldırır ama işte ne de ukala durur...
Yalnız oldugunu bir o bilir
Bir de Hasan...
Kuş.

Vardır bir kalabalık çevresinde
ama yalnız kalmak ister
Ama yeterince de kalabalıklarda olmadıgını düşünür bazen...
Bir düşündüğü diğer ile çelişir gibi görünür
ama pek de tutarlıdır ve biraz da naif...

Hasan ne bilir, ne anlar, bilinmez ama
arkadaş olur işte o koca evin içinde...

"Sus" der çok öttüğünde,
"öt oğlum, konuş" der pustuğunda...

Halini hatrını sorar arada bir
"Deli miyim" diye bir durur düşünür sonra
ama sonra da bir gülümse koyverir yavaştan...

Böyledir işte...
Gidenlerin yerine bir kuşcağız koyar.
Sevgisini bir ona
Bir de yüzündeki gülümsemeyle gündüz işindeki insanlara dağıtır...

Arada bir, sıklığı çok şükür ki azalmaktadır,
çoğunlukla bir şarkıda, banyoda ve yolda arabada giderken
durur ve başlar ağlamaya...

Onun karşısında ağladıgı gibi güçlü ve
bazen de sicim gibi süzülen şekillerde iniverir gözyaşları

Ooo o, artık atlattım, geçti hüznü dese de,
Birden beklemediği bir yerden tokat gibi iniverir onun düşüncesi...
Ani ve acılı...

Artık sorma der "ama neden" diye
hala da sorar durur işte kendi kendine...

Hasan anlamaz, Hasan bakar,
Hasan öter, ve sonra susar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder