6 Ekim 2009 Salı

that's not him...

Bu o değil...
ne yaparsa, ne kadar nazik, ne kadar bilgili, kültürlü, görmüş, okumuş, bilgili olsa da bu o degil işte...
ortak konusacak birşeyler bulunur cünkü sosyal ve belli bir entellektüel birikimi olan herkes konusabilir.
davranış olarak cok nazik olup kendini degerli hissettirir, bu da cok güzel.
türkçeyi kullanısı düzgündür, ukala degildir, aklı basındadır, sulu degildir, sulanmaz, laubalilik yapmaz bunlar da OK, ama işte yok yok yok...
olmuyor...
kalbim çarpsın istiyorum, elim ayagıma dolansın istiyorum, asık olayım hadi ya da cok daha hafifi hoslanayım istiyorum ama hayır, işte ne yaparsam yapayım kocaman bir hayır...
ne arkadas olabilme, ne de kısmet gözü ile baktıgımda bu iş bana göre değil...
kagıt üstünde mükemmel bir çift olabilme potansiyeli olsa da bence bir kez daha bile görüşmeye ve onu da kullanmış gibi hissettirmemeye de özen göstermeli...
ne yazık ki hayır :( insan eve aglayarak girer mi?
bu kadar güzel bir yerde, bu kadar güzel bir yemek, fena da olmayan bir sohbet ve ardından güzel bir fotograf üzerine hediye...
insan eve aglayarak girer mi?
evet işte karsınızda ben...
olmayacak, ben gibi birini değil benden farklı birini ama beni heyecanlandıracak, mutlu edip, güldürecek, keyiflendirecek birini istiyorum....bunun farkına vardım..
bu kadar düzgün iki insan bi araya gelince cok yavan oluyor hersey... sen kara ben kara cocugumuz kapkara tadında bisey...
beni açsın, beni keyiflendirsin, zekası ve esprileri ile güldürsün istiyorum...
yüzüm gülsün ya...
kasılmak istemiyorum.
ama bunu da biliyorum ki yüzümü güldürmesi, zeka, incelik yetmiyor...
konusabilen, duygularını acabilen, korkmayan, cesaretli bir adam istiyorum hayatımda...
of yok böyle biri işte...
bundan aglıyorum ben:(

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder